İçindekiler
- 1 Doktorumuz Sayın Prof. Dr. Ateş Karateke’nin Basında Yer Alan Makale ve Söyleşileri;
- 2 Vajinası olmayan kadınlar (DHA)
- 3 Vajina Yokluğu / Yazı Dizisi (MİLLİYET)
- 4 Prof. Dr. Ates Karateke: “Yılda 120 kız bebek vajinasız doğuyor!” (HABERTÜRK)
- 5 Kadınların Kâbusu (CUMHURİYET)
- 6 CIN’lerden korkmayın (ENSONHABER)
- 7 Kadınlardaki karın şişliğine dikkat! (TÜRKİYE GAZETESİ)
- 8 Konuşulması zor konu: Vajina Yokluğu (POSTA)
- 9 Rahim ağzı kanseri nasıl belirti verir? (SÖZCÜ)
- 10 Jinekolojik kanserleri önlemek mümkün mü? (VATAN GAZETESİ)
- 11 Artık normale dönelim (YENİ ŞAFAK)
- 12 Orta yaşa gelmeden hazırlanın (YENİ AKİT)
- 13 Ekşi Sözlük’te Prof. Dr. Ateş Karateke
Doktorumuz Sayın Prof. Dr. Ateş Karateke’nin Basında Yer Alan Makale ve Söyleşileri;
Vajinası olmayan kadınlar (DHA)
Sadece Türkiye’de yılda ortalama 120 kız bebek, vajinasız ve rahimsiz doğuyor.
Vücut ve meme gelişiminde sorun olmadığı için sorun genellikle uzun yıllar anlaşılamıyor bile.
Mülleryan agenezi veya MRKH (Mayer Rokitansky Kuster Hauser) sendromu olarak bilinen vajina yokluğu, kız çocuklarında görülen bir tür genital gelişim kusuru. Nedeni bilinmiyor. Doğan her 4 bin kız bebekden biri MRKH’li. Yani rahimleri yok, vajinasının tamamı ya da bir bölümü gelişmemiş. Zaten sorun genelikle ergenlik çağında regl kanamaları başlamayınca veya evlenince anlaşılıyor.
YENİDOĞANLARDA KONTROL EDİLMELİ
MRKH’lilerin dış genital organları normal. Karateke, yenidoğanların muayenesi yapan doktorların vajina girişinin bulunup bulunmadığını da kontrol etmesi gerektiğini hatırlatıyor. 14 yaşına gelmiş, meme gelişimi ve kıllanma olmuş, ancak henüz kanaması olmayan ergenlerin mutlaka jinekolojik muyaeneden geçirilmesi gerekiyor.
Haberin Devamı ve Kaynak: http://arsiv.dha.com.tr/vajinasi-olmayan-kadinlar_384792.html
Vajina Yokluğu / Yazı Dizisi (MİLLİYET)
Vajina yokluğu sorunuyla Prof. Dr. Ateş Karateke’ye başvuran ve ameliyat olan kadınlar, yaşadıkları süreci anlattı
“iLK BAŞTA iNANAMADIK”
A.B. isimli hasta; 21 yaşında üniversite öğrencisi ve bekar. Yaşadığı süreçle ilgili şunları söylüyor: “Diğer yaşıtlarım gibi adet göremeyince annemle jinekologa gittik ve dışarıdan her şeyin normal olduğu ancak ultrasonda rahimin görünmediği söylendi. Muayenede vajina yolu olmadığı anlaşıldı. Daha önce duyduğumuz bir şey değildi ve ilk başta inanamadık.
Çözüm olup olmadığını tam bilmiyordum ve çok korktum, psikolojim bozuldu, ilaç tedavisi gördüm. Eksik hissediyordum, kendimi kadın gibi görmemeye başladım ve bu durum benim için çok üzücüydü. Sonra ameliyatla vajina yapılabildiğini öğrendik ve kendimi psikolojik olarak birkaç yıl buna hazırladım.
“Çocuğum olsun çok isterim”
İki ay evvel ameliyat oldum. Gerçekten sorunsuz ve rahat bir operasyon geçirdim. Bu konuda hastanın doktora güvenmesi çok önemli ve doktorum bana çok güven verdi. Ameliyattan dört gün sonra eve geldim, iyileşme süresi uzun sürmedi ve normal yaşantıma kısa sürede döndüm.
Şimdi geriye bir tek rahim sorunu kaldı. Rahim naklini kesinlikle istemiyorum ve düşünmüyorum. Sonuçta; vajina ameliyatı kendi bağırsağımdan yapıldı ve kendi organım olduğu için vücuduma hemen uyum sağladı. Fakat rahim nakli böyle değil. Çocuk sahibi olmak için ameliyat olmayı da biraz gereksiz buluyorum. Bu konuda taşıyıcı annelik beni cezbediyor. Taşıyıcı anne aracılığıyla çocuğum olsun isterim. Bunu son derece destekliyorum ve çocuğu kimin taşıdığının bir önemi olmadığını düşünüyorum. Sanırım şu anda ülkemizde bu konuda yasal düzenlemeler yok. Çocuk sahibi olabilmem için taşıyıcı annelik tek umudum…
Haberin Devamı ve Kaynak: http://www.milliyet.com.tr/-magazin-1641491/
Prof. Dr. Ates Karateke: “Yılda 120 kız bebek vajinasız doğuyor!” (HABERTÜRK)
Hiç kuşkusuz birçok sağlık sorunu gibi konuşulması zor konulardan biri; vajina yokluğu. Doğum sonrasında yapılan bebek muayenesinin yetersizliği nedeniyle tanımlanamayan vajina yokluğu bugün ciddi toplumsal sorunlardan biri olarak karşımıza çıkıyor.
Türkiye’de yılda 120 bebeğin vajinasız doğduğuna işaret eden Jinekolojik Onkoloji Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Ates Karateke, “Bu sorun, genç kızlarda adet görmeyince ya da evlenince ortaya çıkıyor” diyor.
Konuşmaya çekindiğimiz MRKH sendromu; toplumsal bir soruna dönüşüyor!
Mülleryan Agenezi veya MRKH (Mayer Rokitansky Kuster Hauser) Sendorumu olarak bilinen vajina yokluğu, kadınlarda görülen bir tür genital gelişim kusuru olarak tanımlanıyor.
Rahim yokluğu ile vajinanın büyük bölümünün ya da tamamının gelişmemesiyle ortaya çıkan MRKH Sendromu’nda hormonal gelişim normal olduğundan sorunun fark edilmesi de o oranda geç oluyor. Vücut büyüme ve göğüs gelişiminde bir anormallik olmadığından MRKH sendromu, genelde ergenlik çağında adet kanamalarının başlamaması ile ortaya çıkıyor. Bu dönemde ortaya çıkan sorun, genellikle evlilik çağına kadar gizlendiğinden ciddi bir toplumsal sorun olarak ilerleyen yıllarda tekrar ortaya çıkıyor.
Haberin Devamı ve Kaynak: http://hthayat.haberturk.com/anne-ve-cocuk/saglik/haber/1010147-prof-dr-ates-karateke-yilda-120-kiz-bebek-vajinasiz-doguyor-
Kadınların Kâbusu (CUMHURİYET)
Prof. Dr. Ateş Karateke: Serviks kanseri, HPV adı verilen virüsten kaynaklanır ve cinsel temas yoluyla bulaşır. Düzenli pap smear testi yaparak korunmak mümkün.
Kadınların en çok yakalandığı kanser türlerinden biri olan rahim ağzı kanseri, ülkemizde kadın kanserleri arasında 9. sırada yer alıyor. Her yıl ülkemizde yaklaşık 1500 kadına, rahim ağzı kanseri (serviks kanseri) tanısı konurken, bulaşma yolları, belirtileri ve tanı yöntemleri hakkındaki bilgiler büyük önem taşıyor. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Ateş Karateke, düzenli smear testlerini uygulayan ülkelerde rahim ağzı kanseri sıklığının azaldığını söylüyor. Günümüzde çok sık rastlanan, HPV adlı virüsten kaynaklanan ve genellikle cinsel temas yoluyla bulaşan rahim ağzı kanseriyle ilgili Türk Jinokoloji ve Obstetrik Derneği Başkanı Prof. Dr. Ateş Karateke, merak edilenleri yanıtladı.
‘100’den çok çeşidi var’
– Rahim ağzı kanseri nedir?
Serviks, rahmin alt kısmıdır. Bebeğin rahim içinde düşmeden durması için gerekli bir yapıdır. Serviks kanseri, HPV adı verilen virüsten kaynaklanır ve cinsel temas yoluyla bulaşır. İlk aşamada pek belirti göstermez. Daha sonra, pelvik ağrı veya vajinadan kanama olabilir. Normal hücrelerin kanser hücrelerine dönmesi genellikle birkaç yıl alır, pap smear testi yaparak anormal hücreler bulunabilir. Ayrıca HPV testi de yaptırabilirsiniz.
Haberin Devamı ve Kaynak: http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/saglik/875766/Kadinlarin_k_busu.html
CIN’lerden korkmayın (ENSONHABER)
Gelişmiş tanı teknolojileri sayesinde günümüzde birçok kadının kanserden korunmasının hatta bebek sahibi olmasının mümkün olduğuna değinen Jinekolojik Onkoloji Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Ateş Karateke, “Rahim ağzı dokularında meydana gelen değişikliği CIN-1, CIN-2 ve CIN-3 olarak üç sınıfta derecelendiriyoruz. CIN’ler kanser değildir ve tespit edildiklerinde gereken müdahalenin yapılması ile kanser önlenebilmektedir. Kanserleşme olasılığı en az olan ve zaman içinde kaybolabilen CIN-1’lerin tespit edildiği olgularda kanser gelişimi için 10 – 14 yıl kadar bir zaman vardır.
Tedavi, konusunun uzmanı hekim tarafından lezyonun derecesi ve hastanın çocuk istemi göz önüne alınarak planlanmalıdır. CIN’lerden korkmayın, zamanı lehinize kullanın” uyarısında bulundu.Human papilloma virus (HPV), genital bölgede siğillere, kanser öncülü lezyonlara ve bazı kanserlere yol açan bir virüs. Sıklıkla cinsel yoldan bulaştığı bilinen bu virüsün çok sayıda tipi var. Virüs ile en çok ilişkilendirilen kanser ise rahim ağzı kanseri. Bu virüsü taşıyan kişilerin bir kısmında, kişinin taşıdığı tipe göre siğil veya rahim ağzı kanseri öncülü lezyonlar meydana gelebiliyor.
Haberin Devamı ve Kaynak: http://www.ensonhaber.com/cinlerden-korkmayin-2013-01-28.html
Kadınlardaki karın şişliğine dikkat! (TÜRKİYE GAZETESİ)
Teşhisi en zor ve en sinsi ilerleyen kadın kanseri türlerinden biri kadınlardaki karın şişkinliği ile kendini ortaya atıyor işte o hastalık.
Kendine özgü belirtisi olmayan yumurtalık kanseri mide ve bağırsak rahatsızlıkları ile kendini gösterebilir. Teşhisi en zor ve en sinsi ilerleyen kadın kanseri türlerinden biri olan yumurtalık kanserinin en önemli belirtisinin bağırsak ve mide sorunları olabileceğini söyleyen Jinekolojik Onkoloji Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Ateş Karateke “Gündelik şikayetlerin dikkate alınması yumurtalık kanserinde hayat kurtarabilir” dedi. Prof. Dr. Ateş Karateke, yumurtalık kanserinin kendine özgü belirtileri olmadığı için, hastalığın belirlenmesi ve tanı koyulmasının zor olduğunun altını çizerek kadınların şikayet ettikleri belirsiz semptomların hazımsızlık, karında şişkinlik, çabuk doyma, iştah kaybı, sık idrara çıkma ve kilo kaybı ya da kilo alma olduğunu söyledi.Hamileliğin ve emzirmenin koruyucu bir faktör olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Karateke, “Birden çok hamile kalan kadınlarda ya da emziren kadınlarda yumurtlama daha az olduğu için bu kadınlarda yumurtalık kanseri de daha seyrek görülmektedir”dedi.
Ziyneti Kocabıyık – Türkiye Gazetesi
Konuşulması zor konu: Vajina Yokluğu (POSTA)
Doğum sonrası bebek muayenesinin yetersizliği nedeniyle anlaşılmayan vajina yokluğu ciddi bir sağlık sorunu. Türkiye’de yılda 120 bebek vajinasız doğuyor. Sorun ancak, genç kız adet görmeyince veya evlenince anlaşılıyor.
Mülleryan Agenezi veya MRKH (Mayer Rokitansky Kuster Hauser) Sendorumu olarak bilinen vajina yokluğu, bir tür genital gelişim kusuru olarak tanımlanıyor. Rahim yokluğu ile vajinanın büyük bölümünün ya da tamamının gelişmemesiyle ortaya çıkan sendromda hormonal gelişimin normal olduğunu belirten Jinekolojik Onkoloji Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Ateş Karateke, sorunun fark edilmesinin bu nedenle geç olduğunu söyledi.
Karateke, ”Vücut büyüme ve göğüs gelişiminde bir anormallik olmadığından MRKH sendromu, genelde ergenlik çağında adet kanamalarının başlamamasıyla anlaşılıyor. MRKH sendromu toplumda konuşulması zor olan sağlık sorunlarından biridir ve bu durum, genellikle evlilik çağına kadar gizlendiğinden ciddi bir toplumsal sorun olarak da ilerleyen yıllarda tekrar ortaya çıkar” dedi.
MRKH konusunda akademik çalışmalar yapan Prof. Karateke, hastaların normal cinsel hayatlarını sürdürebilmeleri için ameliyatla normal uzunlukta bir vajina oluşturulması gerektiğini söyledi.
Haberin Devamı ve Kaynak: http://www.posta.com.tr/konusulmasi-zor-konu-vajina-yoklugu-haberi-147991
Rahim ağzı kanseri nasıl belirti verir? (SÖZCÜ)
Günümüzde çok sık rastlanan, HPV adlı virüsten kaynaklanan ve genellikle cinsel temas yoluyla bulaşan rahim ağzı (serviks) kanseriyle ilgili Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı, Türk Jinokoloji ve Obstetrik Derneği Başkanı Prof. Dr. Ateş Karateke bilinmesi gerekenleri anlattı…
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Ateş KARATEKE
Bu belirtilere dikkat!
Rahim ağzı kanserinin işaretlerinden biri kanama, bazı kadınlarda adet dışında lekelenme şeklinde olabileceği gibi, ilişki sırasında veya hemen sonrasında fark edilen kanlı lekelenmeler şeklinde olabilir.
Menopozdaki kadınlarda kanama görülmesi, rahmin iç duvarından kaynaklanan kanserleri akla getirse de rahim ağzı kanserleri de buna neden olabilir.
Önlem alın
Düzenli PAP smear testiyle hastalığın erken teşhis ve tedavisi mümkün. Hastalık erken safhada yakalandığında kolay tedavi edilebildiğinden dolayı test yaptırmayı ihmal etmemek gerek. Bilimsel çalışmalar, HPV aşılarının rahim ağzı kanserinin öncül lezyonlarını ve kanseri yüzde 90 oranında engellediğini gösteriyor.
Nasıl tedavi edilir?
Tedavide iki ana yöntem bulunuyor. Bunlardan ilki, cerrahi tedavi. Bazı özel durumlarda farklılıklar göstermekle birlikte erken evrede standart olarak uygulanan cerrahi yöntem; rahmin, kanserin yayılması muhtemel çevre yapılar ve lenf bezleriyle beraber çıkartılmasını kapsıyor. Bu hastaların bir kısmına, cerrahiye ek olarak ameliyat sonrasında tek başına veya kemoterapiyle birlikte ışın tedavisi uygulanması gerekebiliyor. Diğer tedavi şekli ise ameliyat yapılmadan hastanın radyoterapi ve sıklıkla eş zamanlı verilen kemoterapi ile tedavi edilmesidir. Radyoterapinin öncelikli olarak kullanıldığı tedavi seçeneği, genellikle cerrahinin uygulanamadığı ileri evredeki hastalar oluyor.
Haberin Devamı ve Kaynak: http://www.sozcu.com.tr/hayatim/yasam-haberleri/rahim-agzi-kanseri-nasil-belirti-verir/
Jinekolojik kanserleri önlemek mümkün mü? (VATAN GAZETESİ)
Jinekolojik kanserler olarak da adlandırılan serviks (rahim ağzı), endometriyum (rahim) ve over (yumurtalık) kanser türleriyle ilgili bilgilendirme yapan Prof. Dr. Ateş Karateke şunları söylüyor:
“Rahim ağzı kanseri ile mücadelenin en önemli adımı kadınların tarama konusunda duyarlı olmasıdır. Bu kanser tipinin taramayla önlenebilir olduğu unutulmamalıdır. Kolposkopik inceleme rahim ağzının değerlendirilmesinde çok önemli bir yer tutar ve deneyimli hekimlerce yapılmalıdır. Kadınların kanserle mücadelede üzerlerine düşeni yapması ve hekime gitmesi çok önemlidir.
Prof. Dr. Ateş Karateke yumurtalık ve meme kanseri konusuna da değiniyor: “Kadınlarda görülen kanserler arasında özellikle yumurtalık ve meme kanserlerine ailesel yetkinlik olduğu son 20 yıldır yapılan çalışmalarla net olarak gösterilmiştir. Yaklaşık olarak meme kanserlerinin yüzde 5-10’i, yumurtalık kanserinin ise yüzde 20’si ailesel, diğer bir deyişle genetik kaynaklıdır. Farklı mutasyon tiplerinin bu kanserlere yol açtığı gibi, özellikle BRCA – 1 ve BRCA – 2 adi verilen genlerde meydana gelen mutasyonlar en sık sorumlu tutulan mutasyonlardır. Bu mutasyonları taşıyan kadınların 70 yaşına gelene kadar ciddi oranda yumurtalık ve meme kanseri riski taşıdıkları kanıtlandı. BRCA -1 mutasyonu taşıyan kadınların yüzde 63’une yumurtalık kanseri, yüzde 85’inede meme kanseri; BRCA – 2 mutasyonu taşıyan kadınların ise yüzde 27’sine yumurtalık kanseri, yüzde 84’üne meme kanseri gelişeceği biliniyor. Günümüzde, genetik tarama testleri ile bu mutasyonları taşıyan kadınlar saptanabilmektedir. Özellikle, ailesinde veya yakın akrabalarında yumurtalık veya meme kanseri nedeniyle tedavi gören bir hasta varsa, diğer bireyler bu mutasyonu taşımaları bakımından riskli gruplardır ve genetik tarama ile incelemek için uygun adaylardır.
Haberin Devamı ve Kaynak: http://www.gazetevatan.com/jinekolojik-kanserleri-onlemek-mumkun-mu–934456-saglik/
Artık normale dönelim (YENİ ŞAFAK)
Türkiye’de yılda gerçekleşen yaklaşık 1,5 milyon doğumun ortalama 750 bini sezaryen doğumdan oluşuyor. Türkiye’de sezaryen oranları bu kadar yüksek seyrederken, gelişmiş ülkelere baktığımızda bu oranların çok daha düşük olduğu görülüyor.
Türkiye’nin en köklü hastanelerinden Zeynep Kamil Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yöneticisi ve Başhekimi Prof. Dr. Ateş Karateke ile normal ve sezaryen doğumlar üzerine konuştuk.
Prof. Dr. Ateş Karateke Türkiye’de gerçekleşen doğumların yarısının sezaryen olmasının aslında kabul edilebilir bir durum olmadığına dikkat çekiyor ve sezaryenin artmasının hekimden ziyade gebe ve hasta yakınlarına bağlı olduğu görüşünü bildiriyor ve devam ediyor:
“Normal gidecek bir doğumu hekimler sezaryen yapmak istemez. Sezaryen oranları yüksekse, genelde anne adayı ve yakınları ‘normal doğumda bana ya da bebeğime bir şey olur mu?’ kaygısı, korkusu taşırlar. Bu kaygı giderilemediğinde normal doğum için risk söz konusu değilken bile hekim gebeyi sezaryenle doğurtabilir. Tabii bakıldığında hastalar ve hasta yakınlarının normal doğum hakkında aslında yeterince bilgileri de maalesef yok. Bu konuda bir eğitim eksikliğimiz var. Normal doğumdan korkulmamaması gerektiğini gebe ve gebe adayları ve yakınlarına hissettirmeliyiz.”
Haberin Devamı ve Kaynak: https://www.yenisafak.com/amphtml/hayat/artik-normale-donelim-2325134
Orta yaşa gelmeden hazırlanın (YENİ AKİT)
Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği Başkanı Prof. Dr. Ateş Karateke, halk arasında “kadınların regl dönemindeki kanamaların sona ermesi” şeklinde tanımladı.
Menopozun her kadının hayatının bir döneminde yaşayacağı normal bir süreç olduğunu aktaran Karateke, “Kadınlar belirli bir yaşa geldiklerinde menopoza gireceklerini bildiklerine göre vücutlarını çok daha önceden bu sürece hazırlamaları uygun olacaktır.
Her kadında olmasa da genellikle ateş basması, eklem ağrıları, kilo alımı, kalp ve şeker hastalıkları gibi pek çok sağlık sorunu menopoz dönemindeki kadınlarda görülebilmektedir. Bu sorunlardan korunmak ve daha konforlu bir menopoz süreci yaşayabilmek için kadınlar orta yaşlara gelmeden önce menopoz dönemleri için hazırlık yapmalıdır.” ifadelerini kullandı.
Kareteke, menopoz dönemi ile kısa sürede kadın vücudunda birtakım değişikliklerin başladığını dile getirerek, ateş basması, terleme ve uykusuzluğun kısa sürede etkisini gösterdiğini vurguladı.
Haberin Devamı ve Kaynak: http://www.yeniakit.com.tr/haber/orta-yasa-gelmeden-hazirlanin-396517.html
Ekşi Sözlük’te Prof. Dr. Ateş Karateke
https://eksisozluk.com/ates-karateke–2527006
Dilerseniz Hemen 0216 368 2448 nolu Telefonumuzu Arayarak Bilgi ve Randevu Alabilirsiniz.
Dilerseniz Buraya Tıklayarak İletişim Sayfamızdan Bizlere Mesajlarınızı İletebilirsiniz.